Dünyaca ünlü yazar Dan Brown 4 yıl aradan sonra yeni kitabı Cehennemâi piyasaya çıkarttı. Orjinal adı Inferno olan ve birçok ülke ile aynı anda Türkiyeâde de satıÅa sunulan Cehennemâin aldıÄı ilk yorumlar ise oldukça olumlu. Haberimizde Dan Brownâın Cehennem Kitabıânın ilginizi çekeceÄini düÅündüÄümüz bir bölümünü sizlerle paylaÅmak istedik. Dan Brownâın Cehennem Kitabıândan bir bölümü yazımızın devamında bulabilirsiniz.
Dan Brown â Cehennem Kitabıândan Bir Bölüm
Eski Bizans baÅkentinde akÅam olmuÅtu.
Marmara Deniziânin kıyısında yanan ıÅıklarla birlikte camiler ve ince minarelerden oluÅan Åehir silueti aydınlandı. AkÅam namazı vaktiydi ve Åehirdeki hoparlörlerden ibadet çaÄrısı yapan ezan sesleri yankılanıyordu.
La ilahe illallah.
Allahâtan baÅka ilah yoktur.
İnançlılar camilere koÅarken, Åehrin geri kalanı iÅlerine devam ediyorlardı. Gürültücü üniversite öÄrencileri biralarını içiyor, iÅadamları anlaÅmalarını yapıyor, tüccarlar baharatlarını ve halılarını pazarlıyor ve turistler büyülenmiÅ bir halde olan biteni izliyorlardı.
Burası ikiye bölünmüŠbir dünya, karÅıt güçlerin Åehriydi: Dindarlarla laikler; eskiyle yeni; DoÄuâyla Batı⦠Avrupa ile Asya arasındaki coÄrafi sınırda duran bu ebedi Åehir, gerçekten de Eskidünyaâdan daha da eski bir dünyaya uzanan bir köprüydü.
İstanbul .
Artık Türkiye ânin baÅkenti olmayan Åehir, yüzyıllar boyunca üç farklı imparatorluÄun; Bizans, Roma ve Osmanlıânın merkezi olmuÅtu. Bu yüzden İstanbul, tarihi en fazla çeÅitlilik gösteren yerlerden biriydi. Åehir; Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii, Yedikule ile ilgili folklorik savaÅ, zafer ve yenilgi efsaneleriyle doluydu.
O akÅam gökyüzünden bir C-130 nakliye uçaÄı fırtına bulutlarının arasından Atatürk Havalimanıâna doÄru alçalıyordu. Kokpitin içinde pilotların arkasındaki mürettebat koltuÄunda oturan Robert Langdon kendisine manzaralı bir koltuk verildiÄi için rahatlamıŠbir halde ön camdan dıÅarı bakıyordu.
Bir Åeyler yiyip uçaÄın arka tarafında yaklaÅık bir saat uyuduktan sonra kendini canlanmıŠhissediyordu. Langdon saÄ tarafta Marmara Deniziânin karanlıÄında çıkıntı yapan boynuz Åeklindeki parlak yarımadanın, İstanbulâun ıÅıklarını görebiliyordu. Burası, Asyalı kız kardeÅinden kavisli bir karanlık Åeritle ayrılmıŠAvrupa tarafıydı.
BoÄaziçi.
BoÄaziçi ilk bakıÅta İstanbulâu ikiye bölen geniÅ bir yarık gibi görünüyordu. Ama Langdon, kanalın İstanbulâun ticaretinin hayat kaynaÄı olduÄunu biliyordu. BoÄaziçi, Åehre iki kıyı Åeridi sunmanın yanı sıra Akdenizâden Karadenizâe gemi geçiÅini ve İstanbulâun iki dünya arasında bir ara istasyon görevi görmesini saÄlıyordu.
Uçak bir sis tabakası arasından alçalırken Langdonâın gözleri uzaktaki Åehri tarayarak bulmaya geldikleri büyük yapıyı aradı.
Enrico Dandoloânun mezarının bulunduÄu yer.
AnlaÅıldıÄı kadarıyla Venedikli hain düka Enrico Dandolo Venedikâe deÄil, 1202âde fethettiÄi kalenin kalbine, aÅaÄılarında sere serpe uzanan Åehre gömülmüÅtü. Ve Dandolo, fethettiÄi Åehrin sunabileceÄi en kutsal yerde; günümüze kadar bölgenin en deÄerli mücevheri olarak kalan binada ebedi istirahatgâhına yerleÅtirilmiÅti.
Ayasofya.
MS 360 yılında inÅa edilen Ayasofya, Enrico Dandolo ve Dördüncü Haçlı Seferi ordusunun Åehri fethettiÄi 1204 yılına kadar DoÄu Ortodoks Katedrali olarak hizmet vermiÅti. On beÅinci yüzyılda, Fatih Sultan Mehmetâin Konstantinopolisâi ele geçirmesinden sonra camiye dönüÅtürülmüŠve 1935 yılında müze haline getirilene kadar Müslümanların ibadethanesi olarak hizmet vermiÅti.
Langdon, altın yaldızlı kutsal bilgelik mouseionâu, diye düÅündü.
Ayasofyaâdaki altın yaldızlı süslemeler San Marcoâdakilerden çok daha fazlaydı ve ismi gerçekten de âKutsal Bilgelikâ anlamına geliyordu.
Langdon muazzam binayı gözünün önüne getirdi ve altında bir yerlerde, karanlık bir lagünde suyun dibinde iple baÄlı, dalgalanan bir balon olduÄunu ve yavaÅ yavaŠçözünerek içindekileri serbest bırakmaya hazırlandıÄını düÅündü.
Langdon geç kalmıŠolmamalarını diledi.
Sinskey uçakta bir süre önce çalıÅma alanına doÄru kendisini izlemesini iÅaret ederek heyecanla, âBinanın alt katları sualtında kalmıÅ,â demiÅti. âNe bulduÄumuza inanamazsın. Göksel Gülensoy adında bir belgesel film yönetmeni duymuÅ muydun?â
Langdon baÅını iki yana
sallamıÅtı.
Sinskey, âAyasofyaâyı araÅtırırken,â demiÅti. âOrası hakkında bir film yapıldıÄını öÄrendim. Birkaç yıl önce Gülensoyâun çektiÄi bir belgesel.â
âAyasofya hakkında düzinelerce film yapıldı.â
Sinskeyânin çalıÅma alanına vardıklarında, âEvet,â demiÅti. âAma bunun gibisi yapılmadı.â Langdonâın görebilmesi için dizüstü bilgisayarını çevirmiÅti. âOku.â
Langdon oturup Gülensoyâun son filmi Ayasofyaânın Derinlik-le-rindeâden bahseden makaleyi okumuÅtu. Hürriyet Daily News dahil çeÅitli haber kaynaklarından derlenmiÅti.
Langdon okumaya baÅlar baÅlamaz Sinskeyânin neden heyecanlandıÄını anlamıÅtı. İlk iki kelime bile Langdonâın kafasını kaldırıp hayretle ona bakmasına neden olmuÅtu. Tüplü dalıŠmı?
Sinskey, âBiliyorum,â demiÅti. âOkumaya devam et.â
Langdon tekrar makaleye dönmüÅtüâ¦
Dan Brown - Cehennem Kitabı Ãzeti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder